17 Temmuz 2013 Çarşamba

TAKSİMİ DESTEKLEME MİTİNGİ

1 Haziran 2013
BODRUM

31 Mayıs 2013 günü öğleden sonra Twitter’dan mesajlar dökülmeye başladı. Polis Taksim gezi parkındaki çevrecileri parktan çıkartmak üzere gazlı, sulu müdahaleye başlamış.

Hükümet yıllardır ülkede paraya çevrilebilen her şeyi tarih, doğa, manevi değer, çevre, güvenlik, kamu malı demeden satmakta ve her şeyi elden çıkartmakta. Doğu Karadeniz dağlarındaki ormanları HES’ler (hidroelektrik santral), Kaz dağlarındaki ormanları altın madenleri ile tahrip etmekte. Şimdi de İstanbullunun soluk alabileceği oldukça azalan yerlerinden biri olan Taksim Gezi alanını yıkarak yerine eski topçu kışlası şeklinde AVM yapmaya çalışmakta. Bunu engellemek isteyen çevrecilerde yaklaşık iki aydır parkta yatıp kalkmakta ve tahribatı engellemek için nöbet tutmakta. İşte polisin müdahalesi bu çevrecilere karşı, onları parktan çıkartmaya çalışıyorlar.

Kim bilebilirdi bu müdahalenin nelere sebep olabileceğini. RTE bilseydi sonuçları acaba yine ısrarcı olurmuydu projeye veya müdahaleye. Gerçi komplo senaryoları ile birileri devamlı karşı fikirler üretti ama işin gerçeği, bir şekilde dolmuş, enerji yüklü gençler ayaklandılar, akın akın her yerden taksimdeki direnişçilere destek amacı ile yollara döküldüler.

O gün gelen “taksim olaylarını desteklemek amacı ile saat 19.00’da meydanlardayız” Twitter mesajları ile bayrağını kapan Bodrum’lu da belediye meydanında toplanmaya başladı. Sosyal medyanın gücü ortaya çıkmıştı. Twitter ile birilerine giden mesaj, Twitter’ı olmayanlara sözlü yayılmış, meydan oldukça dolmuştu. O gece halk ortak duygular ile geç saatlere kadar marşlar söylendi, sloganlar attı, memleket şarkıları söylendi. Sonra Taksim olaylarını izlemek üzere televizyonlarının başına üşüştü.

Biz de evde bir yandan bilgisayardan facebook, twitter, e-mail hesaplarımızı takip ederken bir yandan da Ulusal kanal ve Halk TV’den olayları canlı almaya çalıştık. Diğer kanallar hükümete yandaşlıklarını ortaya koymuş, olaylar ile ilgili tek bir haber geçmiyordu.

İkinci gün 1 Haziran’da öğle saatlerinde İP, CHP, TKP, ÖDP, EMEP, Eğitim Sen Bodrum temsilcileri ilçe merkezinde toplandık. Kendimize Bodrum bileşenleri diyerek Taksim olaylarını destekleme mitinginde ortak hareket etme kararı aldık. Aldığımız kararlar, kitlelerimize haber vererek mitinge geniş katılım sağlamak, sadece milli bayrak göstermek, stratejik sloganlar değil, belirlenen eylem sloganlarını atmak, kitlelerimizin şiddet gösterilerine engel olmak ve duruma göre AKP binasına siyah çelenk bırakmak.

 O gün öğleden sonra SMS mesajlar ile herkesi akşam meydanda toplanmaya çağırdık. Bayrakları dağıttık. Gecenin bilenmişliği ile bir gün öncesinden daha bir heyecan ile istiklal marşını, 10. Yıl marşını, gençlik marşını, gündoğdu marşını, memleketim şarkısını söyledik, sloganlar attık. Her geçen dakika meydan yeni gelenler ile daha bir kalabalık olduk. Benim tahminin 5-6000 kişi kadardık. Ama ertesi gün bu kalabalık, medyada 15000 olarak çıktı. Artık hangisi doğruysa ama gerçek olan bu akşamın Bodrum’un bugüne kadar gördüğü en kalabalık akşam olmasıydı.

Saat 19.00’u bekleyemeden toplanmaya başlayan halk saat 20.00’de meydana sığamaz oldu. Bu arada siyah çelenk kalabalık içerisinde AKP binası yönünde ilerlemeye başlayınca da biz arkasından seğirttik. Öne geçtik ve çelengi ele geçirip kontrolü ele aldık. Siyah çelengin hareketi halkı da peşimize taktı. Yolda polisin ilk barikatına takıldık. Bu kalabalığın kontrol edilemeyeceğini düşünen polis kalabalığın geçişine müsaade etmek istemedi. Ama bu kalabalığı bu şekilde durdurmak da mümkün olmayacaktı. Bu neden ile komitenin isteğine boyun eğerek kalabalığın AKP binasının 20 metre yakınında kurulan çelik polis barikatına kadar gitmesine ve komite üyelerinin barikatı geçerek AKP binasına çelenk koymasına razı oldu.

Esas sorun, komite üyelerinin çelenk koyup barikattan çıkmasından sonra başladı. Komite üyeleri çelengi koyduktan sonra kendi kitlelerini meydana geri çekmesine rağmen yaklaşık 1000 kadar kontrolsüz gösterici barikat önünde kaldı. Buradaki taşkınlıkları uzun süre bazı komite görevlileri engellemeye çalıştı. Polis de ara sıra taşınır gazlı tüpler ile müdahale etti. Ancak ilerleyen saatlerin sonunda polis barikatları açıp göstericilerin üzerine saldırdı. Ara sokaklara kaçanlar yakalanıp dövüldü. Gecenin bilançosu 5’i hastanelik 30 tutuklu gösterici oldu.

Ertesi gün aynı yoğunlukla olmamakla birlikte halk yine meydanda toplandı. Yine İstiklal marşı dâhil marşlar söylendi, sloganlar atıldı. Ama bu sefer AKP binasına siyah çelenk konmaya gidilmedi. Yoğun protesto saat 10.00-10.30’a kadar sürdü, sonra azalmaya başladı. Ama bazı gençler sabaha kadar meydanı boş bırakmadı.


Taksim olayları devam ettikçe halkın meydandaki toplanma ve protestoları devam etti. Bodrum birlikteliği her gün toplandı ve değerlendirmeler yaptı. Her akşam eylemler komite üyeleri tarafından başlatıldı ancak ilerleyen saatlerde halkın içerisindeki istekli kişilere kontrol bırakıldı. Ancak gittikçe yorulan, enerjisini kaybeden kalabalık her geçen gün biraz daha eridi. Her gün saat 21.00’da söylenen İstiklal marşı bile halkı yeterince heyecanlandırmaya yetmedi. Kalabalığı toplayabilmek için müziğe başvuruldu, sanatçılar getirildi. Ama sonunda esnafın şikâyetleri de göz önüne alınarak eylem oturma eylemine ve foruma dönüştürüldü. Bu da pek kalabalık toplayamayınca Bodrum birlikteliği ve parti olarak toplantılara çağrı sona erdirildi. Ama bu tabii ki toplantıların sonu olmadı. Bir takım kişiler daha uzun süre meydana gelerek ufak çaplı da olsa forumları devam ettirdiler.

Coşkun YALÇINALP

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder