1 Haziran 2013
BODRUM
31 Mayıs 2013 günü öğleden sonra
Twitter’dan mesajlar dökülmeye başladı. Polis Taksim gezi parkındaki çevrecileri
parktan çıkartmak üzere gazlı, sulu müdahaleye başlamış.
Hükümet yıllardır ülkede paraya
çevrilebilen her şeyi tarih, doğa, manevi değer, çevre, güvenlik, kamu malı
demeden satmakta ve her şeyi elden çıkartmakta. Doğu Karadeniz dağlarındaki
ormanları HES’ler (hidroelektrik santral), Kaz dağlarındaki ormanları altın
madenleri ile tahrip etmekte. Şimdi de İstanbullunun soluk alabileceği oldukça
azalan yerlerinden biri olan Taksim Gezi alanını yıkarak yerine eski topçu
kışlası şeklinde AVM yapmaya çalışmakta. Bunu engellemek isteyen çevrecilerde
yaklaşık iki aydır parkta yatıp kalkmakta ve tahribatı engellemek için nöbet
tutmakta. İşte polisin müdahalesi bu çevrecilere karşı, onları parktan çıkartmaya
çalışıyorlar.
Kim bilebilirdi bu müdahalenin nelere
sebep olabileceğini. RTE bilseydi sonuçları acaba yine ısrarcı olurmuydu
projeye veya müdahaleye. Gerçi komplo senaryoları ile birileri devamlı karşı fikirler
üretti ama işin gerçeği, bir şekilde dolmuş, enerji yüklü gençler ayaklandılar,
akın akın her yerden taksimdeki direnişçilere destek amacı ile yollara
döküldüler.
O gün gelen “taksim olaylarını
desteklemek amacı ile saat 19.00’da meydanlardayız” Twitter mesajları ile bayrağını
kapan Bodrum’lu da belediye meydanında toplanmaya başladı. Sosyal medyanın gücü
ortaya çıkmıştı. Twitter ile birilerine giden mesaj, Twitter’ı olmayanlara sözlü
yayılmış, meydan oldukça dolmuştu. O gece halk ortak duygular ile geç saatlere
kadar marşlar söylendi, sloganlar attı, memleket şarkıları söylendi. Sonra Taksim
olaylarını izlemek üzere televizyonlarının başına üşüştü.
Biz de evde bir yandan bilgisayardan
facebook, twitter, e-mail hesaplarımızı takip ederken bir yandan da Ulusal
kanal ve Halk TV’den olayları canlı almaya çalıştık. Diğer kanallar hükümete
yandaşlıklarını ortaya koymuş, olaylar ile ilgili tek bir haber geçmiyordu.
İkinci gün 1 Haziran’da öğle
saatlerinde İP, CHP, TKP, ÖDP, EMEP, Eğitim Sen Bodrum temsilcileri ilçe
merkezinde toplandık. Kendimize Bodrum bileşenleri diyerek Taksim olaylarını
destekleme mitinginde ortak hareket etme kararı aldık. Aldığımız kararlar,
kitlelerimize haber vererek mitinge geniş katılım sağlamak, sadece milli bayrak
göstermek, stratejik sloganlar değil, belirlenen eylem sloganlarını atmak,
kitlelerimizin şiddet gösterilerine engel olmak ve duruma göre AKP binasına
siyah çelenk bırakmak.
O gün öğleden sonra SMS mesajlar ile herkesi akşam
meydanda toplanmaya çağırdık. Bayrakları dağıttık. Gecenin bilenmişliği ile bir
gün öncesinden daha bir heyecan ile istiklal marşını, 10. Yıl marşını, gençlik
marşını, gündoğdu marşını, memleketim şarkısını söyledik, sloganlar attık. Her geçen
dakika meydan yeni gelenler ile daha bir kalabalık olduk. Benim tahminin 5-6000
kişi kadardık. Ama ertesi gün bu kalabalık, medyada 15000 olarak çıktı. Artık hangisi
doğruysa ama gerçek olan bu akşamın Bodrum’un bugüne kadar gördüğü en kalabalık
akşam olmasıydı.
Saat 19.00’u bekleyemeden toplanmaya
başlayan halk saat 20.00’de meydana sığamaz oldu. Bu arada siyah çelenk
kalabalık içerisinde AKP binası yönünde ilerlemeye başlayınca da biz arkasından
seğirttik. Öne geçtik ve çelengi ele geçirip kontrolü ele aldık. Siyah çelengin
hareketi halkı da peşimize taktı. Yolda polisin ilk barikatına takıldık. Bu kalabalığın
kontrol edilemeyeceğini düşünen polis kalabalığın geçişine müsaade etmek
istemedi. Ama bu kalabalığı bu şekilde durdurmak da mümkün olmayacaktı. Bu neden
ile komitenin isteğine boyun eğerek kalabalığın AKP binasının 20 metre yakınında
kurulan çelik polis barikatına kadar gitmesine ve komite üyelerinin barikatı
geçerek AKP binasına çelenk koymasına razı oldu.
Esas sorun, komite üyelerinin çelenk
koyup barikattan çıkmasından sonra başladı. Komite üyeleri çelengi koyduktan
sonra kendi kitlelerini meydana geri çekmesine rağmen yaklaşık 1000 kadar kontrolsüz
gösterici barikat önünde kaldı. Buradaki taşkınlıkları uzun süre bazı komite
görevlileri engellemeye çalıştı. Polis de ara sıra taşınır gazlı tüpler ile
müdahale etti. Ancak ilerleyen saatlerin sonunda polis barikatları açıp
göstericilerin üzerine saldırdı. Ara sokaklara kaçanlar yakalanıp dövüldü. Gecenin
bilançosu 5’i hastanelik 30 tutuklu gösterici oldu.
Ertesi gün aynı yoğunlukla olmamakla
birlikte halk yine meydanda toplandı. Yine İstiklal marşı dâhil marşlar söylendi,
sloganlar atıldı. Ama bu sefer AKP binasına siyah çelenk konmaya gidilmedi. Yoğun
protesto saat 10.00-10.30’a kadar sürdü, sonra azalmaya başladı. Ama bazı
gençler sabaha kadar meydanı boş bırakmadı.
Taksim olayları devam ettikçe halkın
meydandaki toplanma ve protestoları devam etti. Bodrum birlikteliği her gün
toplandı ve değerlendirmeler yaptı. Her akşam eylemler komite üyeleri tarafından
başlatıldı ancak ilerleyen saatlerde halkın içerisindeki istekli kişilere
kontrol bırakıldı. Ancak gittikçe yorulan, enerjisini kaybeden kalabalık her
geçen gün biraz daha eridi. Her gün saat 21.00’da söylenen İstiklal marşı bile
halkı yeterince heyecanlandırmaya yetmedi. Kalabalığı toplayabilmek için müziğe
başvuruldu, sanatçılar getirildi. Ama sonunda esnafın şikâyetleri de göz önüne
alınarak eylem oturma eylemine ve foruma dönüştürüldü. Bu da pek kalabalık
toplayamayınca Bodrum birlikteliği ve parti olarak toplantılara çağrı sona
erdirildi. Ama bu tabii ki toplantıların sonu olmadı. Bir takım kişiler daha
uzun süre meydana gelerek ufak çaplı da olsa forumları devam ettirdiler.
Coşkun YALÇINALP
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder