5 Ağustos 2013
SİLİVRİ
75 Yaşındaki
Gülben Hanım, romatizmadan bükülmüş parmakları ile zorlukla kullandığı
telefonundan beni aradı, “Coşkun bey Silivri’ye gidiyormusunuz” diye.
Gitmiyorsak kendi başına gidecekmiş. “Tabii ki gidiyoruz, listenin başında siz
varsınız” dedim. Yaşına rağmen Mustafa Kemal’in kurduğu cumhuriyete, iktidarın her
saldırısında yaptığımız karşı eylemde olduğu gibi yine yanımızda, hatta
önümüzde Gülben hanım.
İmza kampanyası sırasında başladık listeyi doldurmaya. Bu yaz gününde hele Bodrum’dan Silivri’ye gitmek gerçekten zor. Ama insanlar önce pankartımızı okuyor, sonra gelip imzalarını atıyor ve soruyorlar ne zaman gidiyoruz diye.
İmza kampanyası sırasında başladık listeyi doldurmaya. Bu yaz gününde hele Bodrum’dan Silivri’ye gitmek gerçekten zor. Ama insanlar önce pankartımızı okuyor, sonra gelip imzalarını atıyor ve soruyorlar ne zaman gidiyoruz diye.
54 kişilik
otobüsümüzü çabuk doldurduk. Hiç yer kalmadı. Koridorda gitmeyi göze alanları
zor ikna ettik “olmaz” diye. İki arkadaşımız otobüsü dahi bekleyemedi. 2 gün
önceden Silivri’ye gittiler. Karar gününü Silivri çadırlarında geçirecekler.
Hareket her
zaman olduğu gibi Turgutreis’ten. Oradan Bodrum’a hareket ve oradakileri de
alarak yola devam edeceğiz. Otobüsün yarısından fazlası Turgutreis’ten doluyor.
Boynuz kulağı geçer misali, belde Turgutreis, ilçe Bodrum’u çoktan geçmiş
durumda. En azından parti katılımcıları olarak.
Türkiye’nin
dört bir tarafından otobüsler sırayla Silivri’ye hareket etmekte. Bizde tüm
Silivri yolcularını alarak Bodrum’dan yola çıkmaya niyetlendiğimizde daha
Bodrum çıkışında Kızılağaç kavşağında durdurulduk. Zaten bekliyorduk bu
engellemeyi. İstanbul Valisi Avni Mutlu yasak koymuş, halkın Silivri’ye
gelmesine. İçişleri bakanı Muammer Güler emniyete emir vermiş otobüsler
Silivri’ye gelemesin yollarda tutulsun diye. Haberler gelmeye başlamıştı.
Bizden önce yola çıkacak olan Antalya, Muğla, Marmaris otobüsleri geri
döndürülmüş, Fethiye arabası arızalanmıştı!!! Ama Silivri yolcuları inatla “gideceğiz”
diyor, polis de inatla “geçit vermeyeceğiz” diyor.
Kızılağaç
kavşağında güya olağan güvenlik kontrolü var. Durdurulduk. Aşağı inmek yasak.
Otobüsün evrakları kontrol için alındı. Daha sonra yolcuların kimlikleri GBT
soruşturması için toplandı. Amaçları bizi engellemek. Varsa eksik onunla, yoksa
zaman kaybettirmek şeklinde. Aşağı inişe bir süre sonra ses etmediler. Otobüste
bunalan sigaracılar sigara içmek bahanesi ile aşağı indi. Bu arada yerel medya
geldi, onlara da bilgi verildi.
Bu arada
Gülben hanımın kimliği çıkmadı. Heyecandan unutmuş. Bizimle gelemeyecek. Bizim
durdurulduğumuzu duyarak arabası ile oraya gelen Kadri Bey Gülben hanımı evine
götürmek üzere aldı. Ancak Gülben Hanım evine değil otogara yönlendirmiş Kadri
Beyi. Aldığı gibi bir otobüs bileti yollanmış İstanbul’a bizden önce.
Bir saat
kadar oyaladılar bizi Kızılağaç kavşağında. Sonunda yol verdiler. Yola devam
edemeyen diğer arkadaşlarımızı düşünerek buna da şükür ettik. Bu arada içinden
geçeceğimiz Milas’dan Silivri’ye gidecek otobüsü de durdurmuş ve geri
döndürmüşler. Hemen yeni bir plan yaparak Milas’ı geçiş için arka yollar
belirledik. Ancak sevincimiz kursağımızda kaldı. Havaalanı kavşağına gelirken
arabanın motorunda bir anormallik oldu. Tecrübeli şoförümüz emekli gazi Yüzbaşı
Zühtü, fazla zorlamadan aracı durdurdu. Yapılan kontrolde motor yağına şeker
döküldüğü tespit edildi. Şeker torbasını da hemen motorun yanına
sıkıştırmışlar. Artık kızılağaç kavşağında mı yaptılar, daha önce mi yaptılar,
bilemedik. Esasında şoförü de önceki gün yola çıkmaması için defalarca arayarak
tehdit etmişler. Düşünememiş bu kadarını yapılabileceklerini. Şeker yanarak
motor pistonlarını hareket edemez hale getiriyor. Hatta piston kollarının
eğilmesine, şaftın kesilmesine dahi sebep olabiliyor. İyi ki şoför Zühtü motoru
zorlamadan hemen durdurmuş da daha kötü sonuçlara sebep olabilecek bir kazaya
ve hasara meydan bırakmamış. Ama sonuçta biz ortada kaldık. Yeni bir araç için
şirket sahibini aramalarımız da sonuç vermedi, ona ulaşamadık.
Polisler
nihayet amaçlarına ulaştılar derken yolcular arasında olan, turizm işi ile
uğraşan bir arkadaşımızın çabaları ile bir başka araç bulundu. Ama yeni araç 45
kişilik. Bu neden ile bazı arkadaşlarımız başka yollardan Silivri’ye gitmek
üzere aramızdan ayrıldı. O aracın gelmesi ve bizim tekrar yola koyulmamız yine
bir yığın zaman kaybına sebep oldu. Yeni şoförün olayın vahametinden haberi
yok. Ürkütmemek için de pek konuşmak istemiyoruz. Bu neden ile neden Milas’ın
arka yollarından geçerek gitmemizi de pek anlamadı ve normal yoldan devam etti.
Sonunda da Milas’ın girişinde durdurulduk. Nedense orada sorun yaşamadık. Polis
ile şoförün uzun uzun konuşmaları ve evrakların kontrolünden sonra yine yola devam
ettik.
Yolda Ulusal
Kanal’dan aradılar. Teoman beyin programında Silivri’ye yola çıkan araçlara
yapılan engellemelerden bahsediliyormuş. Ona canlı bağlantı yapıldı ve bizde
yapılanları anlattık. Tabiî ki bu arada da bizim şoförde durumu anladı. Bu
neden ile İzmir’den çıkış yapan araçların Menemen’den geri döndürüldüğü haberi
alınınca da İzmir’den çıkış için yeni bir güzergâh belirlendi. Manisa yolundan
çıkılacak sonra Çanakkale istikametine dönülecek. Tamam. Şoför sorun çıkartmadı
ve işin oluruna yeni güzergâhı belirledi derken İzmir’de şoför değişikliği
yapıldı.
Değişiklik
öncesi söyledik yeni şoföre durum açıklansın, güzergâh belirtilsin diye. Yeni
şoför ayrılanın babasıymış, söyleyecekmiş, zaten o da oradan gidecekmiş falan
filan. Yaşlı adam laf mı dinler. Yine kendi bildiğince sürdü arabayı Menemen
yoluna. Yoldaki ikazlarımıza rağmen “tamam tamam” diyerek bizi götürdü polisin
kucağına. Yine bir yığın kontrol ve zaman geçirme taktikleri. Şoförün yaşı
63’ün üzerindeymiş, otobüsümüzün şehirlerarası sefer belgesi yokmuş, otobüste
çekme demiri varmış vs. Otobüste şehirlerarası sefer belgesi yok çünkü belgesi
uluslar arası sefer yapma belgesi. Çeki demirini sökmek için de bizi bir polis
dolandırdı durdu gece yarısı sökmek için ama bulunamadı. Sonunda sefere devam
konusunda yasak verildi ama geri dönüşümüze de müsaade edildi. Biz de İzmir’e
dönerek daha önce belirlediğimiz ve uzun olan Manisa-Çanakkale güzergâhına
geçtik. Biz Lapseki’den feribotla ile karşıya geçerken Gülben ablamız yine bizi
aradı. Silivri’deymiş de soruyor “neredesiniz” diye. Silivri’ye ulaşmamız saatleri aldı. Sabah
yerine ancak öğlen varabildik.
Onca
engellemelere rağmen yine en azından 5000 kişi vardı bizim otobüsten indiğimiz
yerde. Ayrıca cezaevine giden diğer tarafta da toplananlar varmış ama onları da
göremedik. TGB ve CHP otobüslerinden konuşmalar, marşlar, sloganlar atılıyor,
halk onlara katılıyordu. Saat 1500 gibi mahkeme kararları gelmeye başladı.
Anons edilen kararlar sevgili ülkemizde hukukun işlediğinin değil adaletin
ırzına geçildiğinin ilanı oldu. İtirafçı katiller serbest bırakılırken, terör
ile mücadele eden genelkurmay başkanları terör örgütü kurmaktan müebbet hapise
mahkûm oldular.
Kararların
okunmasından sonra gelen halkın demokratik tepkisine, polis yeter bu kadar
diyerek ileri demokrasi! tepkisi verdi ve gaz bombaları, plastik mermiler ve
TOMA’lar ile saldırıya geçti. Hatta atılan gaz bombalarından alev alan kuru
alandaki bir çam fidanını kurtarmaya çalışan terörist! Atatürkçü gençler, ileri
demokrasi havarisi RTE’nin kahraman polisleri tarafından plastik mermi
yağmuruna tutuldu. Sonunda Taksim eylemlerinde halka eziyet etme becerilerini
yükselten polis çok kısa bir sürede atılan yüzlerce gaz bombasının ve plastik merminin
eşliğinde toplanan halkı dağıttı ve hatta geri gelmesinler diye de
kilometrelerce kovaladı.
Yoğun gaz
bulutu içerisinde otobüsümüzü bulmak, dağılan yolcularımızı toplamak oldukça
zamanımızı aldı. Toplandıktan sonra da yine geldiğimiz yoldan geri dönüşe
geçtik. Gülben ablamız gibi bir yolcumuz daha vardı otobüste 75 yaşında. Zor
ikna ettik onu Silivri’de otobüste kalması için. Gazdan kaçması olanaksız
olacaktı eğer inseydi. Bodrum’da üzülerek 36 saattir otobüstesiniz çok
yoruldunuz dediğimde “içimde kalırdı eğer siz onca mücadele içindeyken ben evde
otursaydım, ben iyiyim ve huzurluyum, merak etmeyin” dedi.
Coşkun YALÇINALP
ERGENEKON
ADLI DAVA KARARLARI
Milletvekili, Prof.Dr. Mehmet Haberal 12 yıl 6 ay hapis
Milletvekili, Gazeteci, Mustafa Balbay
34 yıl 8 ay hapis
Milletvekili, Sinan Aygün 13 yıl, 6 ay
İşçi Partisi Gn. Bşk.
Doğu Perinçek Ağırlaş. müebbet ve 117 yıl hapis
İşçi Partisi Gn. Bşk. Yrd. Ferit
İlsever 15
yıl hapis
Avukat, İşçi Partisi Gn. Bşk. Yrd. Nusret
Senem 20
yıl 3 ay hapis
Avukat, Serdar Öztürk 25 yıl 6 ay hapis
E. Org. İlker Başbuğ Müebbet
hapis
E. Org. Hurşit Tolon Müebbet
hapis
E. Org. Hasan Iğsız Müebbet
hapis
E. Org. Nusret Taşdeler Müebbet hapis
E. Org. Şener Eruygur Müebbet
hapis
E. Org. Kemal Yavuz 7 yıl 6 ay hapis
E. Korgeneral Mehmet Eröz Müebbet
hapis
E. Korgeneral Mehmet Otuzbiroğlu 20 yıl
hapis
E. Korg. İsmail Hakkı Hekin 7
yıl 6 ay hapis
E. Tümgeneral Hıfzı Çubukçu 9
yıl hapis
E. Tugg. Veli Küçük 2 kez ağırlaştırılmış müebbet
E. Tuğg. Levent Ersöz 22
yıl 6 ay hapis
E. Tuğa. Alaatin Sevim 10
yıl hapis
E. Albay Fuat Selvi Müebbet
hapis
E. Albay Fikri Karadağ Ağırlaştırılmış
müebbet hapis
E. Albay Arif Doğan 47
yıl 3 ay hapis
E. Albay Atilla Uğur 29
yıl 3 ay hapis
E. Dz. Yzb. Hasan Ataman Yıldırım Ağırlaştırılmış
müebbet hapis
Alb. Dursun Çiçek Müebbet
hapis
E. Yarbay Mustafa Dönmez 49
yıl 2 ay hapis
E. Binbaşı Fikret Emek 41
yıl 4 ay hapis
Müs. Yüzbaşı Muzaffer
Tekin 2 kez ağırlaştırılmış müebbet
Tgm. Mehmet Ali Çelebi 16 yıl 6 ay hapis
E. Astb. Oktay Yıldırım 33
yıl 10 ay
Eski YÖK Başkanı, Kemal Gürüz 13 yıl
11 ay hapis
Eski Rektör, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu
23 yıl hapis
Eski Rektör, Dr. Ferit Bernay 10
yıl hapis
Eski Rektör, Mustafa Yurtkuran 10 yıl
hapis
Prof. Dr. Erol Manisalı 9
yıl hapis
Prof. Yalçın Küçük 86 yıl hapis cezası
Prof. Zekeriya Öztürk 19 yıl 6 ay hapis
Öğr. Gör. Dr Habip Ümit Sayın 4 yıl hapis
Araş. Gör. Mehmet Perinçek 6
yıl hapis
Yazar, Ergun Poyraz 29 yıl 4 ay hapis
Gazeteci, Tuncay Özkan Müebbet ve 15 yıl hapis
Gazeteci, İşçi Partisi Gn. Bşk. Yrd. Turan
Özlü 9 yıl hapis
Gazeteci, İşçi Partisi Gn. Sek. Serhan
Bolluk 7 yıl 6 ay hapis
Gazeteci, Turan Özlü 9 yıl hapis
Gazeteci, Emcet Olcayto 13
yıl 12 ay hapis
Gazeteci, Adnan Türkkan 10
yıl 6 ay hapis
Gazeteci, Özlem Usta 6
yıl 3 ay hapis
Gazeteci, Adnan Akfırat 6 yıl hapis
Gazeteci, Hikmet Çiçek 21 yıl 9 ay hapis
Gazeteci, Vedat Yenerer 7 yıl 6 ay hapis
Gazeteci, Fatma Cengiz 11
yıl 15 gün hapis
Gazeteci, Adnan Bulut 6
yıl 3 ay hapis
Gazeteci, Ünal İnanç 19 yıl 1 ay hapis
Gazeteci, Güler Kömürcü 7 yıl 6 ay hapis
Gazeteci, Deniz Yıldırım 16 yıl 10 ay hapis
Eski Genelkurmay Adli Müşaviri, Erdal
Şener 7,5 yıl hapis
Eski Özel Harekât D. Bşk. İbrahim
Şahin 30 yıl 2 ay hapis
Sendikacı, Mustafa Özbek Müebbet hapis
Kuvvai Milliye Dernegi Gn. Bşk. Bekir
Öztürk 12 yıl hapis
Kuvvai Milliye Derneği 2. Bşk. Dursun
Ali Özoğlu Ağırlaştırılmış Müebbet hapis
Ulusal Birlik Parti bşk. Semih Tufan
Gülaltay 12 yıl hapis
Anayasa Mah. eski Bşk.
Vekilinin eşi Ferda
Paksüt 2 yıl 6 ay hapis
Eski ülkü ocakları
başkanı Levent
Temiz 10 yıl hapis
Büyük Hukukçular Birliği Bşk. Av.
Kemal Kerinçsiz Müebbet
hapis
Türk Ortod. Patrikh.
basın sözcüsü Sevgi
Erenerol Müebbet
hapis
Hayrettin Ertekin 12
yıl hapis
Ergun Erkut Ersoy 15 yıl 15 gün hapis